HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Lezita greviyle ilgili, “Karşımızda hukuk tanımayan, para gücüyle çalışanları baskı altına almak isteyen bir işveren var ama buna rağmen mücadelemizi bırakmayacağız. İnandığımız konuda sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz.” dedi.
Arslan, HAK-İŞ tarafından basın mensuplarına Genel Merkez binasında verilen iftarda, gündeme ilişkin açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı.
Öz Gıda İş Sendikası’nın İzmir’in Kemalpaşa ilçesindeki Lezita Fabrikası’nda yaklaşık 4 yıldır örgütlenme mücadelesi yürüttüğünü belirten Arslan, işverenin tüm engellemelerine rağmen bu mücadelenin sonucunda sendikanın toplu iş sözleşmesi yetkisi almayı başardığını söyledi.
Bu süreçte de işverenin itirazlarıyla karşılaşıldığını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
“Uzun süren mahkeme süreçlerinden sonra, mahkeme kararları da lehimize sonuçlandı. Bakanlıktan yetkiyi aldık ve toplu iş sözleşmesi süreçlerini başlattık ama işveren masaya gelmekten imtina etti. Diyalog yerine sendikamızı muhatap almadı. İşçilere baskı yaparak, sendikayı işlevsiz hale getirme mücadelesine girişti. Sendikamız bu süreçlerde aklıselim davrandı. Bu süreç bittikten sonra grev ve bu grevi uygulama kararını aldı. 14’üncü gününde grevimiz devam ediyor.”
İşverenin olumsuz ve antidemokratik tutumunun, işletme önünde grev yapan işçilere yönelik devam ettiğini anlatan Arslan, şunları kaydetti:
“Emeğe karşı, alın terine karşı bu şekilde düşmanca bir tavırla ilk defa karşılaşıyoruz. Grevdeki işçilerimizi yıldırmak için her türlü tehdidi, yöntemi kullanarak grevi işlevsiz hale getirmeye çalışıyorlar. Hindistan’dan getirdikleri 50 kadar işçiyi çalıştırmaya da başlamışlar. Biz Hintli işçilerin çalışmasına prensip olarak karşı değiliz ama burada grevi kırmaya yönelik bir önlem, bunun tercih edildiğini görüyoruz. Abalıoğlu işverenini buradan bir kez daha uyarıyoruz. Biz işletmemize zarar vermek istemiyoruz. Üyelerimizin haklarını korumak için oradayız. Bu grevin demokratik süreçlerle sonuçlanmasını istiyoruz.”
Arslan, Öz Gıda İş Sendikasının uzun grev ve eylemler konusunda tecrübeli sendikalardan biri olduğuna işaret ederek, “Karşımızda hukuk tanımayan, para gücüyle çalışanları baskı altına almak isteyen bir işveren var ama buna rağmen mücadelemizi bırakmayacağız. İnandığımız konuda sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
“Ateşkesin bir an evvel gerçekleşmesini istiyoruz”
HAK-İŞ olarak, Filistin davasını kendi davaları olarak kabul ettiklerini vurgulayan Arslan, HAK-İŞ’in Filistin mücadelesinin yeni olmadığını ve geçmişe dayandığını dile getirdi.
Konfederasyonun Gazze’deki faaliyetleri hakkında bilgi veren Arslan, HAK-İŞ’in ulusal ve uluslararası alanda Filistin davası için mücadele ettiğine dikkati çekti.
Türkiye’nin tüm girişimlerine rağmen Filistin’de bir türlü ateşkesin sağlanamadığını anımsatan Arslan, şöyle devam etti:
“Türkiye bu konuda ilk günden beri İsrail’in saldırılarına karşı ciddi şekilde tepki koydu. Biz hükümetimizden bu konuda daha fazla destek istiyoruz. Filistin için daha fazlası yapılabilir. Sivil toplumun daha fazla inisiyatif almasını ve destek vermesini istiyoruz. Çünkü birçok ülkede olduğu gibi Gazze’deki masumların ve mağdurların da gözü Türkiye’de. Türkiye’den bir şeyler bekliyorlar. Biz o beklentileri karşılamak için canla başla çalışıyoruz. Filistin, bizim temel meselelerimizden birisi. Ateşkesin bir an evvel gerçekleşmesini istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye ve bunu savunmaya devam edeceğiz.”