Gençlik yıllarından itibaren hayatının izlerini taşıyan eşyaları biriktiren ve farklı ürünler üreten Zübeyit Demir, emekliliğiyle birlikte yıllarca sakladığı eşyalarını sergilemek ve boş zamanlarını değerlendirebileceği bir alan yaratmak amacıyla tandırevi eklentisini nostaljik bir müzeye dönüştürme kararı aldı.
Çocuklarının da yardımıyla tandırevi eklentisinin bakımını yapan Demir, annesinden, yakınlarından kalan hatıraların yanı sıra çocukluğunun izlerini taşıyan duvar saatleri, çömlekler, kömürlü ütü, terazi, baston, yün tarağı, gaz lambası, tokmak, havan gibi yüzlerce eşyayı sergilediği bir alan oluşturdu.
Zamanının büyük bir kısmını bu alanda geçiren ve elektrikli eşyaları onaran Demir’in “müzesi”, dostları ve geçmişe özlem duyan birçok kişi tarafından gün içinde ziyaret ediliyor.
“Her eşyanın ayrı bir önemi ve hatırası var”
Demir, boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla böyle bir mekan oluşturduğunu söyledi.
Elindeki tüm eşyaları tarihleriyle sergilediğini belirten Demir,
Bazıları dayımdan kaldı. Aile büyüklerimin hatıraları var. Çoğu akrabamda buraya uygun malzeme görüyorum, istiyorum ama vermek istemiyorlar. Eskiden kullanılan birçok eşyanın minyatürünü de yaptım.
dedi.
Hazırladığı mekanda zaman geçirmekten büyük keyif aldığını anlatan Demir, şöyle konuştu:
Emekliyim, torun sahibiyim. Huzurlu bir yaşamım var çok şükür. Bazen arkadaşlar, eş, dost buraya gelip beni ziyaret ediyor. Merak edip gelenler de oluyor. Çok beğeniyorlar. En keyif aldığım işlerden biri arızalı olan, çalışmayan eşyayı çalıştırmak. Her bir eşyanın benim yanımda büyük bir önemi ve hatırası var. Hepsi de benim için çok değerli. En çok da annemden hatıralar var. Kahveye gitmiyorum, zamanım hep burada geçiyor. Günün 24 saatini burada geçirsem sıkılmam.